Hukuk normlarının yaptırımlarında farklılıklar bulunmaktadır. Örnek vermek gerekirse ceza yargılamasında verilen yaptırımın asıl amacı suç işleyen faili cezalandırmak, ıslah etmek, yeniden topluma kazandırmak ve bu şekilde toplum düzenini sağlamaktır.
İdare hukuku kapsamında ki memur disiplin hukukunda ki amaç ise kurum içi düzenin sağlanmasıdır. Memur disiplin hukuku idare hukukunun bir bölümüdür.
Anayasa 129. Madde : “Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.
Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.
Silahlı Kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır.”
Anayasanın 129.maddesinde memurlar ve kamu görevlilerinin sorumlulukları düzenlenmiştir. Hatta kamu görevlisi kavramı geniş tutulmuş ve bu meslek grupları ile kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarını da belirterek bu kuruluşların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceğini buyurmuş ve disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakılamayacağını da açıkça belirtmiştir.
Kamu görevlisi ne demektir? Türk Ceza Kanunu (TCK.) 6.maddesinde kamu görevlisinin kim olduğu açıklanmıştır. Buna göre; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir süratle sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişidir. Askeri Ceza Kanununda memur ise; Bu kanunun tatbikatında tabirinden maksat gerek malum ve muayyen olan ve gerek bir amir tarafından emredilen bir askeri vazifenin madun tarafından yapılması halidir diyerek memurun kim olduğunu görevini tanımlayarak açıklamıştır. Son olarak Devlet memurları Kanunu (DMK) memuru Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır, Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur sayılır diyerek açıklamıştır.
Kamu görevlisi ve memur kavramlarının tanımlarının önemi kamu kurumlarında çalışan hangi personele memur disiplin hukuku ilke ve kurallarının uygulanacağının saptanması açısından önemlidir. Aslında kamu görevlisi kavramı içerisinde memur kavramı da vardır.
İdare hukukunda disiplin, idare ile birey arasındaki görev ilişkisinde bireyin statüsünden kaynaklanır ve görevliye ilgili hatırlatma, bilgi verme, eğitme, düzenleme şeklinde yapıcı bir disiplin anlayışı ile onun kurum kurallarına uymasını sağlar. Kanunun emrettiği yükümlülüklere uyulmaması veya kurum içinde düzeni bozucu kusurlu fiil veya davranışlar içine girilmesi disiplin suçunu oluşturur ve böyle bir durumda disiplin cezası gündeme gelir. Örneğin memurun sivil hayatında birine karşı işlediği bir suç olması halinde (hakaret, tehdit, taciz vb.) bu eylemin memurluğa yakışmayan bir davranış kabul edileceğinden disiplin cezası alma durumu gündeme gelebilecektir. Yani memurun işlediği herhangi bir suç eylemi kendi mesleği, göreviyle ilgili olmasa bile hatta görev saatleri dışında gerçekleştirmiş olsa bile bu durum memurlukla bağdaşmayacak bir davranış olduğundan DMK uyarınca memura disiplin cezası verilebilir.
Ceza hukukuna hakim olan ilkelerin birçoğu disiplin hukukunda da vardır. Ancak İdarenin geniş takdir yetkisinin bulunduğu memur disiplin hukukunda “ağırlık olarak benzer nitelikte eylemlerin aynı türden disiplin cezası verilebileceği” öngörülmüştür. Bu nedenle ceza hukukunun ilkelerinin memur disiplin hukukunda uygulanması memurların haklarının korunması açısından önem teşkil etmektedir.
Disiplin cezaları önleyici ve cezalandırma yönü olan cezalardır. Kurum içi düzenin bozulması tehdidi veya bozulması halinde disiplin cezası verilir. En ağır olan cezanın meslekten çıkarma olduğunu, en hafif cezanın da uyarma cezası olduğunu söylemek mümkün.
Uyarma cezasına neden olan fiil, öğrenildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde disiplin amirlerince disiplin soruşturmasına başlatılmasını gerektirir. Süre kesin bir süre olup aksi halde zamanaşımına uğrayacaktır. Uyarı cezası verildiğinde memurun bu cezaya karşı, cezayı veren disiplin kuruluna itiraz ve idari yargı yolunda başvuru hakkı bulunmaktadır.
DMK.125 te belirlenen uyarma cezası şu şekilde tanımlanmış ve ayrıntılı olarak hangi fiil ve hallerin uyarma cezasını gerektirdiği sayılmıştır.
Uyarma : Memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.
Uyarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a) Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak,
b) Özürsüz veya izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak, görev mahallini terk etmek,
c) Kurumca belirlenen tasarruf tedbirlerine riayet etmemek,
d) Usulsüz müracaat veya şikayette bulunmak,
e) Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak,
f) Görevine veya iş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek veya ilgisiz kalmak,
g) Belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak,
h) Görevin işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunmak.
Yine uyarma cezasında olduğu gibi bu cezayı da disiplin amiri vermektedir. Kınama cezasına neden olan fiil, öğrenildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde disiplin amirlerince disiplin soruşturmasına başlatılmasını gerektirir.
Süre kesin bir süre olup aksi halde zamanaşımına uğrayacaktır. Kınama cezası verildiğinde memurun bu cezaya karşı, cezayı veren disiplin kuruluna itiraz ve idari yargı yolunda başvuru hakkı bulunmaktadır.
DMK.m.125:Kınama : Memura, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir.
Kınama cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a) Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kusurlu davranmak,
b) Eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna bildirmemek,
c) Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak,
d) Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,
e) Devlete ait resmi araç,gereç ve benzeri eşyayı özel işlerinde kullanmak,
f) Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzeri eşyayı kaybetmek,
g) İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele ve iş sahiplerine kötü muamelede bulunmak,
h) İş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak,
ı) Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak,
j) Verilen emirlere itiraz etmek,
k) Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak,
l) Kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak.
m) Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek
Aylıktan kesme cezası uyarma ve kınama cezalarına nazaran daha ağır bir ceza olup maddi yaptırımı içermektedir. Aylıktan kesme cezası uyarma ve kınama cezaları gibi amirler tarafından kendiliğinden verilebilmektedir.
DMK.m.125: Aylıktan kesme : Memurun, brüt aylığından 1/30 - 1/8 arasında kesinti yapılmasıdır.
Aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a) Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak,
b) Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek,
c) Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak,
d) Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak,
e) Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek,
f) Görev yeri sınırları içerisinde her hangi bir yerin toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz olarak kullanılmasına yardımcı olmak,
ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,
Kademe ilerlemesinin durdurulmasına ilişkin ceza, ilgili memurun bağlı olduğu kurumun vereceği disiplin kurulu kararından sonra, atamaya yetkili olan amir tarafından verilir. Soruşturma dosyası 15 gün içerisinde kurum disiplin kurulan karar için verilir, Kurul bunun üzerine 30 gün içinde kararını verir. Belirtmek gerekir ki bu ceza türünde memurun cezayı gerektiren fiil ve hallerinin idare tarafından öğrenilmesinden itibaren bir ay içerisinde soruşturmaya başlanmaması ve 2 yıl içinde ceza verilmemesi durumunda ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrayacaktır.
DMK.m.125: Kademe ilerlemesinin durdurulması : Fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1 - 3 yıl durdurulmasıdır.
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a) Göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek,
b) Özürsüz ve kesintisiz 3 - 9 gün göreve gelmemek,
c) Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak,
d) Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak, 4219
e) Görev yeri sınırları içinde herhangi bir yeri toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz kullanmak veya kullandırmak,
f) Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek,
h) Ticaret yapmak veya Devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak,
ı) Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak,
j) Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak,
k) Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak,
l) Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek,
m) Diplomatik statüsünden yararlanmak suretiyle yurt dışında, haklı bir sebep göstermeksizin ödeme kabiliyetinin üstünde borçlanmak ve borçlarını ödemedeki tutum ve davranışlarıyla Devlet itibarını zedelemek veya zorunlu bir sebebe dayanmaksızın borcunu ödemeden yurda dönmek,
n) Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak,
o) Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak.
Bu ceza amirlerin bu yöndeki istekleri doğrultusunda memurun bağlı olduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararıyla verilir. Kanımızca en ağır olan disiplin cezası devlet memurluğundan çıkarma cezasıdır. Hakkında ceza istenen memur özlük dosyası hariç olmak üzere tüm soruşturma dosyasını inceleyip tanık dinletebilme hakkı vardır. Bunun yanı sıra disiplin kuruluna sözlü yada yazılı isterse vekili yoluyla savunma yapabilir. Diğer tüm ceza türlerinde olduğu gibi verilen tüm disiplin kararlarına karşı itiraz ve yargı yolu açıktır.
DMK.m.125: E - Devlet memurluğundan çıkarma : Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır.
Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
a) İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,
b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,
c) Siyasi partiye girmek,
d) Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,
e) Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak,
f) Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,
g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,
h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak
ı) Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,
j) Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,
k) 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek.
l) Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olmak, bu örgütlere yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanmak ya da kullandırmak, bu örgütlerin propagandasını yapmak
“….mahkemece öncelikle davacıya disiplin cezası tesisine dayanak disiplin kurulu kararı ve ekleri eksiksiz olarak dosya kapsamına dahil edilmeli, daha sonra mali müşavir ve muhasebe uzmanının da dahil olduğu bilirkişi heyeti aracılığı ile sendika ... Şubesinin 2019 yılı ile Mayıs 2020 arası dönemdeki mali kayıtları incelenmeli, davacının da imzasının yer aldığı 11-12 Mayıs 2020 tarihinde ... Şubesinin denetlenmesine dair 12/05/2020 tarihli şube denetleme raporu mukayeseli şekilde değerlendirilmeli, söz konusu rapor ve şubenin mali kayıtları bilirkişi heyeti tarafından denetime elverişli şekilde karşılaştırıldıktan sonra davacının eylemi somut olarak belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.Diğer taraftan Sendika Disiplin Yönetmeliğine göre görevden uzaklaştırma cezasının süresinin azami bir yıl olmasına ve davacıya üst sınırdan ceza uygulanmasına göre, davacının eylemi somut olarak belirlendikten sonra tespit edilen eyleme göre üst sınırdan ceza verilmesinin ölçülü olup olmadığı hususu da ayrıca değerlendirilmelidir.Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…”
(Y9HD. 21.10.2021 T., 2021/9304 E. 2021/14727 K.)
“…Hükümlünün 08.06.2020 tarihinde ... Açık Ceza İnfaz Kurumundan firar ettiği, 27.11.2020 tarihinde yakalanarak...1 numaralı T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alındığının bildirilmesi üzerine 30.11.2020 tarihinde muhakkik görevlendirilmek suretiyle firar eyleminden dolayı disiplin soruşturmasına başlandığı, 04.12.2020 tarihli disiplin soruşturma raporunun disiplin kuruluna sunulduğu ve ... Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığının 04.12.2020 tarihli ve 2020/1143 Sayılı kararı ile hükümlünün firar eyleminden dolayı eylemine uyan 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 44/3-(l). maddesi uyarınca 20 gün süre ile hücreye koyma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakla, hükümlü hakkındaki disiplin soruşturmasının kanunda öngörülen süre içinde başlatılıp yine kanunda öngörülen süre içinde tamamlandığı ve disiplin cezasının verildiği anlaşılmakla, kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen disiplin soruşturmasına geç başlandığı ve kanunda öngörülen sürelere uyulmaksızın disiplin cezasının verildiği yönünde yapılan değerlendirmenin ve bu konudaki kanun yararına bozma isteminin yerinde olmadığından reddine karar verilmesi gerektiği;4675 Sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu'nun 6/3. maddesinde yer alan, “İnfaz hakimi, inceleme sonunda şikayeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir.” şeklindeki düzenleme karşısında, hükümlü tarafından yapılan şikâyetin sadece reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca disiplin cezasının onaylanmasına da karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, itirazın bu nedenle kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine dair verilen kararın yerinde olmadığı ve kanun yararına bozma isteminin bu sebeple yerinde olduğu anlaşılmakla;..”
(Y1CD. 21.03.2022 T., 3033/743 E., 2022/2183 K.)
"... dosyada bulunan Enerji, Sanayi ve Madencilik Hizmetleri Çalışanları Birliği Sendikası'nın 2019 tarihli Sendika Tüzüğü'nün Disiplin Cezaları ile ilgili 32. Maddesinin 1. Fıkrasında, disiplin cezalarının tahdidi belirtildiği, aynı maddenin devam eden paragrafında üyelikten çıkarma cezası hariç diğer disiplin cezalarının Genel Yönetim Kurulu tarafından verileceğinin düzenlendiği, 32. maddenin 2. fıkrasında; "...aynı fiili işleyenler hakkında farklı cezaya hükmedilemez..." maddesinin yer aldığı, 6. fıkrasında ise "Savunma hakkı tanınmadan ceza verilemez. Savunma süresi, ilgiliye yazılı savunma hakkına ilişkin tebliğin yapıldığı tarihten itibaren on gündür." maddesinin yer aldığı, dosyada mevcut davaya konu Enerji Bir-Sen Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığı'nın 01.08.2019 tarih MSK 10 ESB 35/1575 Sayılı Disiplin Kurulu Kararı başlıklı yazısında, davacıyla ilgili olarak "Sendika Disiplin Yönetmeliği'nin Madde 29-g bendi gereğince 1 (bir) yıl boyunca "Yöneticilik Görevinden Geçici Uzaklaştırma" cezası ile cezalandırılmış bulunmaktasınız" denildiği, aynı kararda itiraz merciinin Sendika Genel Merkez Yönetim Kurulu olduğu ve itiraz süresinin belirtildiği, ancak mahkememizce yukarıda anılan sendika tüzüğü gereği "Yöneticilik Görevinden Geçici Uzaklaştırma" disiplin cezasının Sendika Genel Merkez Yönetim Kurulu tarafından verilebileceğinin tespit edildiği, yine söz konusu ceza ile ilgili Enerji Bir-Sen Sendika Disiplin Yönetmeliği'nin 12. Maddesinde; Genel Merkez Disiplin Kurulunun tüzükte gösterilen cezaları verebileceğinin karar altına alındığı, bu cezaların "uyarma ve kınama" cezaları olduğu, 19. Maddesinde savunma alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği ve savunma hakkının 10 gün olduğunun karar altına alındığı, dosya kapsamında davacı üyenin Yöneticilik Görevinden Geçici Uzaklaştırma Cezası ile cezalandırılmasına gerekçe olarak gösterilen "Sendikanın mali açıdan zarar görmesine neden olacak kasıtlı davranışlarda bulunması" (Enerji Bir-Sen Sendika Disiplin Yönetmeliği'nin 29. Maddesinin 2-g) iddiasına yönelik de bir savunma bulunmadığı, savunma vermek üzere 7 günlük sürenin verildiği görülerek; yukarıda açıklanan gerekçelerle; ilgili karar ile sendika tüzüğü arasında aykırılıklar bulunduğu..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir…”
(Y9HD. 11.05.2022 T., 2022/5448 E., 2022/5839 K.)
Av. Mizgin DOĞAN
Ağır Ceza Avukatı © Copyright 2021| Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.