Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu

TCK Madde 216 

• Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 
• Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 
• Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

Sosyal Medya ve İnternet Yoluyla “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçu” 

Teknoloji ve internetin gelişmesiyle haberleşme ve iletişim yeni bir boyut kazanmış Twitter, Facebook ve WhatsApp gibi uygulamalarla saniyeler içerisinde insanlar dünyanın dört bir yanından haber almaya başlamışlardır. Fakat sosyal medyanın gücü kötü şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Zira sosyal medya ve internetin bu kadar güçlü bir haber kaynağı olması kötü niyetli kişilerin amaçlarına yardımcı olmuştur. Sosyal medya ve internetin bu gücü zaman zaman halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek yalan haberleri yaymak amacına dahi hizmet etmektedir. Bu gibi durumlarda TCK m. 216’da yer alan Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etme veya Aşağılama Suçu oluşmaktadır. Atılı suç üç farklı şekilde işlenebilmektedir. “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik”, “ Halkın Bir Kesimini Aşağılama” ve “Dini Değerleri Aşağılama” olarak üç farklı şekildedir.  

TCK 216 Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etme veya Aşağılama Suçu şikayete bağlı bir suç değildir.  

TCK 216 Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etme veya Aşağılama Suçu olağan zamanaşımı süresine yani 8 yıl ile bağlıdır.  

TCK 216/1 “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik” 

Maddenin ilk fıkrasında halkın, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, bölge farklılıklarına sahip bir kesimini, diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek suretiyle işlenebilir. Suçun oluşması açısından tahrik eyleminin kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike ortaya çıkarması gerekmektedir.  

Halkı kin ve düşmanlığa sevk etme suçunun oluşabilmesi için suçu işleyen failin tahrik amacı gütmesi ve bu tahrikin kin ve düşmanlığa yönelik olması gerekir.  

Failin söz ve davranışları bir kesim üzerinde, tahrik konusu fiilin işleneceği yönünde kanaat veya endişeyi haklı kılacak bir etki oluşturmalıdır. Failin söz ve davranışları ile toplum üzerinde tahrik konusu duruma karşı hareketlenme de meydana gelmelidir.  

TCK 216/2 “Halkın Bir Kesimini Aşağılama” 

Toplumun sosyal sınıf, ırk, din, mezhep cinsiyet veya bölgesel bakımdan farklı bir kesiminin bu farklılık nedeni ile aşağılanması şeklinde oluşmaktadır. Halkın bir kısmının herhangi bir özelliği farklı olması sebebiyle alenen aşağılaması halinde TCK 216/2 kapsamına girmektedir.  

TCK 216/3 “Dini Değerleri Aşağılama” 

TCK 216/3’te halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılanması bu suçu oluşturmaktadır. Aşağılama fiili alenen ve kamu barışını bozmaya elverişli olması gerekmektedir.  

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama Suçunun Hakaret Suçundan farkı suçun mağdurunun belirli olmamasıdır. Hakaret suçunda mağdur hakaret edilen kişidir. Fakat Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunda toplumun belirli bir kesimi mağdur olmaktadır.  

TCK m. 218’de Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun nitelikli hali düzenlenmiştir. Bu maddede suçun basın ve yayın organları aracılığıyla işlenmesi cezayı arttıran nitelikli halidir. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun internet ve sosyal medya uygulamaları ile işlenmesi hali de nitelikli hal kapsamındadır.  

Son zamanlarda Facebook, Twitter gibi sosyal medya mecralarında doğruluğu teyit edilmeden birçok haber içerikli paylaşım yapılmaktadır. Kişiler bu bilgilerin doğruluğunu teyit etmeden bir anlık öfke ve sinirle haberleri paylaşmakta ve ne yazık ki atılı suçu işlemiş sayılmaktadırlar. Sosyal medyada oluşan bu algı yüzünden birçok insan mağdur olmaktadır. Özellikle halkın hassas olduğu konularda, insanları sokağa dökecek nitelikte paylaşımlar yapılması, gerçek olmayan görüntü veya videoların internet ortamında yayılması, halkı bir anda galeyana getirmektedir. Bu gibi hallerin kamu düzeni açısından tehlike olduğundan önüne geçilmesi gerektiği kanaatindeyiz.