Son yıllarda internetin gelişimiyle bilişim suçlarında da bir artış olmuş ve bu sebeple işlenen suçlarda bir çeşitlilik meydana gelmiştir. Ceza hukukunda failin kim olduğu suçun kim tarafından işlendiği önemli bir husustur. Zira Ceza hukuku yargılamasında kişinin cezalandırılabilmesi için şüphe yeterli değildir, kesin ve somut deliller olması gerekmektedir. Bilişim suçlarında özellikle IP adresi hususu önem arz etmektedir. Zira yargılama ve soruşturma aşamasında şüphelinin kimliğinin tespiti için IP adresi araştırması sıklıkla başvurulan bir yoldur. IP adresinin iki çeşidi mevcuttur, bunlardan birincisi dinamik IP adresi diğeri ise statik IP adresidir.
Dinamik IP adresi, değişkenlik gösteren bir yapıda olup, aynı adresi birden fazla kişi veya birden fazla cihazın kullanması şeklinde tanımlanabilir. Statik IP adresi ise belirli kişi veya cihaz tarafından kullanılan IP adresidir.
IP adresi kelimesi İngilizcede İnternet Protocol kısaltması olup, kısacası İnternet Protokolü adresi anlamına gelmektedir. İnternete bağlanan telefon, bilgisayar, tablet veya benzeri cihazların internet ile veri alışverişi içerisinde olan cihazların kullandıkları rakamsal bir adrestir. Cihazların bu sayede erişim adresleri tespit edilebilir ve bu sayede faile ulaşılabilir veya suçun delillendirilmesi sağlanabilmektedir.
İnternet servis sağlayıcıları ile yapılan anlaşmalarda kişiye atanan IP’ler sistemlerine isimle kayıt edilmektedir. Bu sebeple IP adresi tespitinden sonra o adresten yapılan her işlem o kişi tarafından yapılmış kabul edilmiş ise de farklı IP adreslerinden de işlem yapmak mümkündür.
Tespit edilen IP adresi ile kişinin kimlik bilgilerine ulaşılabildiği gibi diğer durumlarda internet hizmeti sağlayan kurumlara yazılarak IP adresini kullanan kişilerin tespiti de mümkün olabilmektedir. İnternet erişimi sağlayan firmaya müzekkere yazılabildiği gibi bütün internet verilerinin toplandığı BTK’ya da bu husus müzekkere yazılıp sorulduğunda adresin kim tarafından kullanıldığının bilgisi verilebilmektedir. Bu husus soruşturma aşamasında Savcılık makamlarınca kovuşturma aşamasında ise Ceza Mahkemeleri tarafından yapılabilmektedir.
Son zamanlarda bilişimin hızla gelişmesiyle kişiler farklı IP adresleri kullanarak suç işlemektedir. Bu sebeple IP adreslerinin değiştirilmesi söz konusu olduğundan uzman bilirkişiler tarafından alınacak mütalaalar ile desteklenmedikçe IP adreslerinin kullanımı tek başına delil sayılmaması gerekmektedir. Son zamanlarda sıkça karşılaştığımız gibi failler başkasına ait olan IP adreslerin üzerinden suç işlemektedirler. Bu sebeple kişilerin sadece IP adresi tespit edilerek ceza verilmesi hukuka aykırı olacaktır. IP adresi ile beraber kişinin iddia ettiği hususun ispatı için yan deliller ile desteklenmesi gerektiği hususu tartışmasızdır.
Ülkemizde son zamanlarda sıkça görmüş olduğumuz üzere sadece IP adresinin tespiti yapılarak kişilerin haklarında kamu davası açıldığı davalarda ceza aldıkları görülmektedir. Daha önce vurguladığımız gibi burada en önemli husus IP adreslerinin tespiti ile kişilere ceza verilmemesi gerektiğidir. IP adresinin tek başına kesin veya somut delil sayılmaması gerektiği kanaatinde olup benzer dosyalarda da bu hususta iyi bir savunma yöntemi ile istenilen sonuçlar alınabilmektedir.
AV. AHMET KEREM AYDİN
Ağır Ceza Avukatı © Copyright 2021| Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.