Kamu görevlisinin bireylere karşı işlediği sistematik belirli bir süreyi kapsayan, insan onuruyla bağdaşmayan davranışlar “işkence suçu”; kamu görevlisi olmayan herhangi bir bireyin diğer bireylere karşı eziyet teşkil eden fiilleri eziyet suçu olarak düzenlenmiştir. Korunan asıl hukuki yarar insan onurudur.
İşkence Suçunun Cezası
1-İşkence suçunu gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz.
2-Suçun çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı, Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla işlenmesi halinde, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
3-Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
İşkence fiilleri, mağdurun;
İşkence fiilleri, mağdurun;
Neden olmuşsa, TCK’nın 94. maddesine göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
İşkence fiillerinin vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur (TCK m.96/1).
Eziyet suçu kapsamına giren fiillerin;
İşlenmesi halinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Yargıtay eziyet suçuna yönelik kararlarında karma hareketlerin ayrı ayrı cezalandırılmasının yasal zeminde mümkün olmadığını kabul etmektedir. Yargıtay bu kararında eziyet suçunu işkence suçu ile birlikte mütalaa etmiş ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış eziyet suçu olmadığından ötürü nitelikli yaralama suçunun ayrıca cezalandırılamayacağına ancak adil bir cezalandırma için alt cezadan uzaklaşılması gerektiğine hükmetmiştir:
“5237 sayılı TCK.nun 96/1. maddesinde "bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis ceza- sına hükmolunur." İbaresi yer almakta, yasada eziyet kabul edilen eylemler tanımlanmamaktadır. Madde gerekçesinde ise "eziyet olarak, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması gerekir. Aslında bu fiiller de kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyabilirler. Ancak, bu fiiller, ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedirler. Bir süreç içinde süreklilik arz eder bir tarzda işlenen eziyetin özelliği, işkence gibi, kişinin psikolojisi ve ruh sağlığı üzerindeki tahrip edici etkilerinin olmasıdır. Bu etkilerin uzun bir süre ve hatta hayat boyu devam etmesi, eziyetin bu kapsamda işlenen fiillere nazaran daha ağır ceza yaptırımı altına alınmasını gerektirmiştir." denilmektedir.
Yaralama fiilinin başka bir suçun unsuru veya ağırlaştırıcı nedeni olması halinde bu suçla birlikte kasten yaralama suçundan da hüküm kurulabilmesi için yasada açık bir hüküm bulunması zorunludur. ( Örnek: TCK.nun , 102/4., 103/5., 109/6. ve 149/2. maddeleri gibi ) İşkence suçu işlenirken mağdurun TCK.nun 87. maddesinde belirtilen şekilde yaralanması halinde TCK.nun 95. maddesinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence suçu düzenlenmiş olup söz konusu nitelikli halin uygulanması gerekmektedir.
Eziyet suçunda ise, işkence suçunda olduğu gibi neticesi sebebiyle ağırlaşmış eziyet suçunun kabul edilmemesi nedeniyle, bu suçun yanında nitelikli yaralama hali oluştuğunda yaralama suçundan da ayrıca ceza tayini gerektiğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı ve cezanın arttırılacağı hallerin TCK. nın 96/2. maddesinde sınırlı olarak sayıldığı gözetildiğinde yaralama suçundan da mahkumiyet hükmü kurulamayacaktır. Bu durumda, eziyet suçunun unsurlarından olan basit yaralamanın ötesinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçunun oluşması halinde TCK.nın 44. maddesi gözetilip fiilin süreklilik arz etmesi, yaralamanın dışında diğer kötü muamelelerinde bulunması gözetilerek TCK.nun 3. ve 61/1. maddeleri gereğince alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini ile adil bir sonuca ulaşılması gerektiği değerlendirilmekle…” (Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E. 2013/20172, K. 2014/18515, T. 14.7.2014, Kazancı Hukuk Otomasyon Programı)
“Sanıkların muhtelif zamanlarda katılanın 13 aylık çocuğu olan mağdurun vücudunda sigara söndürmek, ısırmak ve olay günü de arabada saatlerce tek başına aç susuz bırakıp bakımını da yapmadan, dövüp kolunu kırmak suretiyle süreklilik gösteren eylemlerinin, eziyet suçunu oluşturduğu ancak; işkence suçunda netice sebebiyle ağırlaşmış halleri düzenleyen maddesine benzer bir düzenlemenin eziyet suçunda yer almayıp nitelikli hallerin belirtilmiş bulunması karşısında, sonuçta meydana gelen yaraların niteliği gözetilerek sanıkların eylemlerinin bir bütün halinde nitelikli eziyet suçunu (TCK'nın 96/2-a maddesinde yaptırıma bağlanan )ve yaraların ağırlığı nedeniyle orantılılık ilkesi ile asgari haddin üzerinde ceza tayini gerektiği gözetilmelidir. Ayrıca yaralama suçundan ceza tayin edilmesi hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E. 2011/3608, K. 2012/20031, T. 18.6.2012)
Benzer şekilde sistematik şekilde işlenen basit yaralama ve hakaret suçlarının eziyet suçu yönünden cezalandırılması gerektiğine hükmetmiştir:
“Hastanede temizlik görevlisi ve hastabakıcı olarak görev yapan, hastanenin ve hastaların temizlik, bakım gibi işlerinden sorumlu olan sanıkların bulaşık yıkama, temizlik yapma, yerlerin paspaslanması, masaların silinmesi gibi işleri hastalara yaptırmak, hastaları hortum ve fırçayla yıkamak, hakaret ve şiddete maruz bırakmak gibi insan onuruyla bağdaşmayan acı çekme ve aşağılamaya yol açan sistematik ve süreklilik arz eden fiilleri işledikleri bu şekilde üzerlerine atılı eziyet suçunun unsurları oluştuğu anlaşıldığından, mahkumiyetleri yerine, beraatlerine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 8. CD, E. 2020/14529, K. 2021/14951, T. 26.5.2021, Erişim kaynağı: Kazancı Hukuk Otomasyon Programı)
Yargıtay eziyet suçu açısından sistematik ve süreklilik kuralını uzunca bir süre olarak değerlendirmemekte, ardı ardına gerçekleşen ama kısa sürede sona eren eylemler zincirini de eziyet suçu kapsamında mütalaa etmektedir.
Yargıtay 8. CD, E. 2020/2648, K. 2020/13350, T. 15.6.2020
“Sanığın sistematik ve süreklilik arz edecek biçimde mağduru ilk önce eliyle dövmesi, sonrasında sopa ile vurmaya devam etmesi, mağduru bu arada tekmelemeye devam etmesi, mağdurenin başına vurulması sırasında sopanın kırılması, sonrasında ise herkesin görebileceği şekilde bir ayağını arabanın arkasına bağlayarak 100-150 metre kadar sürüklemesi şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK'nın 96. maddesinde düzenlenen eziyet suçunu oluşturduğu gözetilmeden kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,”
Yargıtay hakaret veya tehdit fiilleri içermeyen, basit yaralama da söz konusu olmayan ancak mobbing olarak tarif edilen eylemler zincirini de eziyet suçu kapsamında değerlendirmiştir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E. 2018/203, K. 2018/2245, T. 1.3.2018
“Dava; eziyet suçuna ilişkindir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı olan sanığın aynı zamanda 6964 Sayılı Kuruluş Kanunun'un 29/l. maddesi gereği Birlik ve odaların işlerinin yürütülmesini teminen kararlar almak ve yürürlüğe koymakla sorumlu yönetim kurulunun da başkanı olduğu, konumu itibariyle personel üzerinde sahip olduğu idari güç ve yetki de dikkate alındığında; katılanı geçici görevlendirmeler ile farklı illere gönderdikten sonra, İdare Mahkemelerince benzer gerekçelerle verilen iptal kararları neticesinde Ankara iline dönen katılana, tecrübesine ve iş yerindeki pozisyonuna uygun şekilde görev vermeyerek sırf sıkıntı vermek, onu rencide ve pasifize etmek kastıyla binanın bodrum katında kurum şoförlerinin kullandığı telefon ve bilgisayar gibi gereçlerin bulunmadığı odada mesai yaptırmaya zorlamak suretiyle belirli bir süre sistematik biçimde devam eden, değersizleştirme, yıldırma ve işten uzaklaştırmayı amaçlayan; psikolojik saldırıya konu eylemlerinin işleniş biçimleri ve sonuçlarına göre eziyet boyutuna vardığı bu sebeple yüklenen eylemlerin bir bütün halinde 5237 Sayılı TCK'nun 96/1. maddesinde düzenlenen “eziyet” suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.”
Av.Helin Doğan
Ağır Ceza Avukatı © Copyright 2021| Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.