Müşteki, diğer adı ile şikâyetçi; bir suçtan zarar gören veya suçun mağduru olup işlenen suçu adli makamlara taşıyarak şikâyet eden kişiye verilen bir tanımlamadır. Müşteki, yargılama aşamasında davaya katılmak ister ise müdahil (katılan) sıfatını almaktadır. Müşteki, diğer bir ifade ile şikâyetçi; yani işlenen suçu adli makamlara taşıyarak şikâyet eden kişi anlamına gelir iken; müşteki yargılama aşamasında davaya katılmak isterse müdahil (katılan) sıfatını alır.
Şikâyet hakkı; bir suçun savcılıkça soruşturulması ya da mahkeme tarafından kovuşturulması için işlenen suçtan zarar gören kişi veya mağdur için kişiye ait bir haktır. Müşteki bazen şirket, vakıf gibi tüzel kişiler de olabilmektedir. Şikâyet hakkı yalnızca kişinin kendisi tarafından kullanılabilir. Örneğin kişinin mirasçıları şikâyet hakkını kullanamaz. Bunun yanı sıra savcılıkça yürütülen soruşturmada kişiye suç isnadında bulunulmuş, suçun mağduru da olduğu gerekçesi ile şikâyette bulunan kişi “müşteki şüpheli” sıfatı ile dinlenmektedir. Bu kişi mahkemede davaya katılmadığı durumunda “müşteki sanık” olarak adlandırılır.
Şikâyet hakkının süresi, suçtan etkilenen mağdurun, olayı ve olayın failini öğrenmesinden itibaren 6 aylık bir süreyi kapsar. Müşteki, şikâyet hakkını kullanabilmek için faili ve failin fiilini öğrenmek durumundadır. 6 aylık sürenin başlayabilmesi için gerek failin gerek fiilin öğrenilmiş olması gerekmektedir. Türk Ceza Kanunu Madde 66’da öngörülen 6 aylık şikâyet süresi, şikâyete bağlı suçlar yönünden geçerli olmaktadır. Yani şikâyet hakkının 5327 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66. Maddesinde düzenlenen dava zamanaşımı süresi içerisinde yapılması gerekir. Yani mağdur fiili öğrenmiş ancak faili öğrenememiş bir durumda ise mağdurun ilgili suçun gerektirdiği dava zamanaşımı süresi içinde şikâyet hakkını kullanması gerekir. Şikâyet hakkı olan birden çok kişiden biri 6 aylık süreyi geçirir ise diğer kişilerin hakları düşmez.
Şikâyet hakkı sadece ilgili kişi tarafından bizzat kullanılan bir haktır. Polis, jandarmaya bildirmek koşulu ile müşteki ifade tutanağı düzenletmek yolu ile kullanılabileceği gibi, bu tutanak aynı zamanda savcılıkta da düzenlenebilmektedir. Mahkeme alınan şikâyet dilekçesini savcılığa gönderir. CMK Madde 158’de yer alana göre şikâyet hakkının kullanılması için adli makamlara başvurulmasını fakat adli makamlar dışında da idari makamlara da şikâyet başvurusu yapılabileceğini bildirmektedir. Bunlar:
Müştekinin hakları, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda şu şekilde düzenlenmiştir:
Madde 234 – (1) Mağdur ile şikâyetçinin hakları:
“a) Soruşturma evresinde;
2. Delillerin toplanmasını isteme,
3. Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme,
4. Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı veya ısrarlı takip suçları ile kadına karşı işlenen kasten yaralama, işkence veya eziyet suçlarında ve alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
5. 153 üncü maddeye uygun olmak koşuluyla vekili aracılığı ile soruşturma belgelerini ve el konulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceletme,
6. Cumhuriyet savcısının, kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararına kanunda yazılı usule göre itiraz hakkını kullanma.
7. b) Kovuşturma evresinde;
8. Duruşmadan haberdar edilme,
9. Kamu davasına katılma,
10. Tutanak ve belgelerden örnek isteme,
11. Tanıkların davetini isteme,
12. Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı veya ısrarlı takip suçları ile kadına karşı işlenen kasten yaralama, işkence veya eziyet suçlarında ve alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,
13. Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma.
(2) Mağdur, on sekiz yaşını doldurmamış, sağır veya dilsiz ya da meramını ifade edemeyecek derecede malûl olur ve bir vekili de bulunmazsa, istemi aranmaksızın bir vekil görevlendirilir.
(3) Bu haklar, suçun mağdurları ile şikâyetçiye anlatılıp açıklanır ve bu husus tutanağa yazılır.
(4) Soruşturma veya kovuşturma evresinde, dava nakli veya adlî tıp işlemleri nedeniyle yerleşim yeri dışında bir yere gitme zorunluluğu doğması hâlinde mağdurun yapmış olduğu konaklama, iaşe ve ulaşım giderleri, 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.”
Ağır Ceza Avukatı © Copyright 2021| Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.